parlak televizyonun ışığında kör olmak üzere koğuşlandılar. içtiğin şarap çoktan seçildi. ekmeğini onlar özenle paketleyip etiketlediler. saçlarını onlar kesti, kıyafetlerini onlar dikti. hangi dili konuşacağın, nereleri gezebileceğin bir pasaportla nişanlandırıldı. tek tip suratların arasında mekanik ses bağırmaya başladı:
“sen çok özelsin!”
fondötenli yanaklar tokuşturuldu, içtekiler söylenmedi. zaten, karşındaki o yapay şey de kimdi? sen, sense özeldin. senin ferah bir balkonun vardı. senin yurtdışı hayallerin, rengarenk döşenmiş kariyer basamakların, sevimli bir ailen ve reklamdan fırlama denilebilecek güzel arkadaşların vardı. işte, senin beklentin özeldi. bir tek sana aitti!
normalin istisnalaşmasıyla ilgili çalışmalar devam etti, gelişme sağlandı ve ancak gitgide istisna normalleşti. senin güzel planlarının başkaları tarafından gerçekleştirildiği gözüne ilişti. yine de sen özeldin. sana ait bu farklı değer meselesini başka değersizlerin yanına koyarak kıymetli kılmaya çalıştın. senden kötüleri vardı. senden iyi de olsa, kötü de olsa, onlar birer fareydi. sen henüz ayakları gelişememiş bir kediydin. gelişmeyi bekledin ve umdun, oysa ayakların yoktu. kişisel gelişim kitapları seni ayakların olduğuna inandırdı.
biricikler ordusu sokaklarda taban eritti. biricik öldüler. kimse onları hatırlamadı.
sorun değil, kimlerin hatırlanacağı çoktan seçilmişti.
4 replies on “istisna bedenlerin ölümü”
Okuyup geçilemeyecek yeniden tekrar tekrar okunabilecek yazılar.Bir usta kalemi gibi.
ince sözleriniz için eksik olmayın, sevgiler!
Büyüleyici cümlelerinle bizi “ferah balkonunda” misafir ettiğin için sana teşekkürlerimi sunuyorum Diğer yazılarını merakla bekliyor olacağım
(arşivden alınmıştır, 22 eylül 2020)
merakla takip ettiğinizi bilmek muhteşem. teşekkür ederim!